BİHUŞ*
Hicran Akaalp
İzmir
Bir sabah uyandığımda birden aklımdan Kafka’nın “Dönüşüm” kitabında yer alan en sarsıcı cümle geçti:
"Gregor Samsa bir sabah bunaltıcı düşlerden uyandığında, kendini yatağında devasa bir böceğe dönüşmüş olarak buldu. “Azıcık sağa dönebilseydi ya da azıcık daha uyusaydı acaba her şey değişir miydi?”
Dönsem değişir miydi?
Döndüm
ama değişmedi…
Düzen, hepimizi çoktan Samsa’ya dönüştürmüştü.
Yabancılaşma, çaresizlik, kaygı.
Dönüşüm başlamış ve düzen sonsuza kadar bozulmuştu artık.
Bana ait olmayan bir dünyada yeniden var olma çabası içerisinde debelenip duruyordum.
Ne aynada gördüğüm yüz, ne yaşadığım yer, ne de gördüğüm eşyalar bana aitti. Aklı başında olmayan bir ruh haliydi benimkisi.
Neredeydim?
Bir önceki hayatımın izlerini mi taşıyordum yoksa? Kuru bir dal mıydım? Birkaç gün sonra solacak bir çiçek mi? Herhangi bir cisim mi? Yoksa bir tanrı mıydım? Kimdim ben?
Günler sonra araladığım eski bir kitapta şu cümle gözüme ilişti ve diyordu ki Mevlana;
“Bu aklı kim anlar bîhuştan gayrı? Dile mahrem var mı kulaktan gayrı?”
Ve o an anladım ki;
Ben aslında kendini tanrı sanan bîhuştum.
Sadece bîhuş…
Bîhuş: Farsça bir kelime olup; şaşkın, sersem, aklı başında olmayan, deli anlamlarına gelmektedir.
Editör: Gölnur Cengiz