GRİ ALAN
Zeynep Kaynar
Tampere, Finlandiya
“Salgınlardan Öğrenmek” isimli Paul B.Preciado’nun Artforum’da yayınlanan yazısını okurken, gelmiş geçmiş bütün salgınların farklı ülkelerdeki sosyolojik, politik kriterler üzerine değişimlerini anlamaya çalışıyordum. COVID19’un gündelik rutinlerimizdeki değişimlerine işaret ederken bu yazı, kamusal alan etkileşimleri üzerine değindiği noktalarla beni bu fotoğraf koleksiyonunu yapmaya motive etti. Fotoğraf ve benzeri imgeler benim için çoğunlukla kamusal alanlarda yaptığım araştırmaları belgelememde, değişimleri ve olağandışı fenomenleri farketmeme ve işaret etmeme yardımcı olmuştur. Finlandiya’da, pek çok ülkenin aksine, sokağa çıkma yasakları uygulanmak durumunda kalınmadı. Bununla birlikte, Yeni normalde kamusal hayatın bir parçası olan cerrahi maskeler, koruyucu siperler ve eldivenlerin kullanımı Finlandiya’da halk arasında(risk altında çalışanların dışında) kullanımı pekte yaygın değil. Bu sebeple, Koronafotoğraf projesindeki muhtemel görsel külliyata ve izolasyon sürecindeki konseptüel anlayışa tamamiyle zıt düşerek dünyadaki kamusal alanlara işaret etmenin kendine has bir riski olduğunu düşünüyorum. Ancak bu riski almamdaki en önemli sebep, yaşadığım yer dahil olmak üzre dünyanın bütün kentleriyle ortak olan tek fenomenin, kent mimarisinin bir unsuru olan kamusal alanların (özellikle şehir merkezinin) tamamiyle boş olması. Herkesin evinde durduğu zamanlara, boş sokak fotoğrafları eşlik ederken aslında topluluk olarak bir arada bulunmayı, halkın omuz sürtüşmesi için açık olan kamusal alanlara yönelik hafızayı Istanbul’da COVID sürecinden çok önce kaybetmiştik. Bu hafıza kaybından daha da önce, kamusal alandaki heykellerin görünmez olması durumunu araştırmaya 2015 yılında Istanbul’da başlamıştım. Covid salgınıyla birlikte, dünyanın her yerinde birlik beraberlik hissinden fiziksel olarak daha da uzak kaldığımız bu günlerin hafızasını; kamusal alan heykellerine anonim kişilerce dünyanın her yerinde yapılan müdahileleri, çevirimiçi gazetelerden topladığım fotoğraflarla arşivledim. Bu arşivden salgın sürecine, dünyadaki süregelen belirsizliğe ve kamuya açık alanların doğasında var olan tartışmalara işaret eden imgeleri bir seçki haline dönüştürmem; kamusal alanlara yönelik yaptığım diğer çalışmalar gibi, bu alanlardaki etkileşimlerimize ve hafızaya, kamusal alanlardaki sanat eserlerinin görünürlüğüne bir kez daha göz kırpmak isteyen bir niyetle bir araya getirildi. Yazıma son verirken, mayıs ayında Finlandiya meclisinde tartışmalara sebep olan önlemler arasında, kamusal alana geri dönüşte maskenin kullanımına yönelik hala bir sonuca varılmadığını bir not olarak düşmek isterim. Bu yazıyı üçüncü kez derlediğim tarihte, 16 Haziran 2020’de, Finlandiya’da kamusal alanda maske kullanımı, dünya çapında tartışmalı bir konu olmasından ötürü, zorunlu değil. Bununla birlikte, Türkiye’de 42 ilde maskesiz dışarı çıkmak yasaklanırken, bu illerin bulunduğu listede İstanbul bulunmamaktadır. Aynı tarihlerde Çin’de ikinci dalga bir salgının tekrardan ortaya çıktığı haberi de halkla paylaşıldı.
Editör: Özcan Yaman