8.GÜN
Kamile Kurt
İzmir
2020 yılı başında Korona virüs salgını ortaya çıktığında başka bir zamanda yaşamaya başlamıştık.
İş yaşamımda büyük değişiklikler oldu. Manisa’da çalıştığım hastanede olağanüstü tedbirler alındı. Ameliyatlar ertelendi, esnek mesaiye geçildi. Hastane bahçesine vakaların karşılandığı çadırlar kuruldu… Personelin büyük bölümü panik halindeydi.
Haftanın 7 gününü bitirmiş, 8. Günü yaşamaya başlamıştık. Adeta bu 8. Gün pandemili günlerimizin normaline dönüşmüştü.
Özellikle hastalarla yakın temasta bulunan sağlık çalışanları, tulum, koruyucu gözlük, maske, koruma kalkanı gibi alışkın olmadıkları, oldukça sıkıntı veren ekipmanla çalışmak zorunda kaldı. Bir hekim olarak bu projemde Korona salgınında iş yaşamımda yaşadıklarımı anlatmaya çalıştım.
Editör: Özcan Yaman
BAŞKA BİR ZAMAN
Kamile Kurt
İzmir
2020 yılı başında Korona virüs salgını ortaya çıktığında başka bir zaman yaşamaya başlamıştık.
Rahatsızlığı nedeniyle 72 yaşındaki annemle bir süre aynı evde yaşamak zorunda kalmıştık. Bir hekim, anne ve annemin kızı olarak sorumluluğum oldukça artmıştı. Neredeyse her işi tek başıma yapıyordum.
Bir süre sonra hastaneden ‘eve virüs taşıma’ korkusu yaşamaya başladım. Annem ve 17 yaşındaki astım hastası olan oğluma virüs bulaştırmamak için çeşitli önlemler aldım.
Daha sonra annem kendi evine geçince ihtiyaçlarını karşılamak üzere haftanın belli günleri evine gittim. Sokağa çıkma serbestisi zamanlarında annemi parka çıkarıyordum.
19 Mayıs, 23 Nisan, 1 Mayıs’ı evde kutladık. Evdeki zamanlarımda resim, fotoğraf, yazı ve sinema ile vakit geçirdim. Oğlum online dersleri ile özel derslerine devam etti. Evde kaldıkça çeşitli yemekler denedim. Hatta on beş yıldır elime almadığım bağlamamı çalma uğraşına bile girdim.
Bu projemde Korona salgınında evimde yaşadıklarımı anlatmaya çalıştım.
Editör: Özcan Yaman
HEYKELİN GÜNLÜĞÜ
Kamile Kurt
İzmir
2020 yılında Corona virüs pandemisi ortaya çıktığında bir hekim olarak sorumluluklarım çok artmıştı. Salgının etkileri, yeni bir virüsü tanıma çabası, Korona hastaları, televizyonda seyrettiğim haberler, bilimsel tartışmalar, beni yoğun bir duygu durumuna sokmuştu. Temel ihtiyaçlarım dışında hiçbir şeyle ilgilenemez olmuştum. Çok sevdiğim halde kitap bile okuyamaz hale gelmiştim.
Bu sıkıntılı dönemde zaman zaman deniz kenarında yürüyüş yapmaya başlamıştım. Bu yürüyüşlerim sırasında sık sık İzmir Sahilevleri’ndeki Parçalanmış Düşünce Heykeli’nin önünden geçiyordum. Daniel Perez’e ait bu heykel, ilginç tasarımıyla her zaman ilgimi çekiyordu. Bu pandemi döneminde benim ruh halime de oldukça uyuyordu. Gelip gittikçe heykelle insanlar arasındaki ilişkileri fotoğraflamak, duygu durumlarına ortak olmak istedim.
Editör: Özcan Yaman